Merhaba. Eşim ile 2,5 sene kadar önce anlaşmalı olarak boşandık. Babası olarak o zaman 3,5 yaşındaki oğlumun velayetini ben aldım. Annesi rızaen velayeti bana bıraktı. 2 seneden fazla bir süre, annesinden herhangi bir maddi manevi katkı almadan oğluma ben baktım. Covid salgını nedeniyle Mayıs ayı sonunda mevcut işyerimi kendi isteğimle kapattım. Yeniden bir girişim yapmak için piyasa şartlarının oluşmasını bekledim. Bu arada eski eşime Isparta’dan Antalya’ya taşınmayı düşündüğümü, bunun oğlumuz için de eğitim ve sosyal şartlar açısından iyi olabileceğini DÜŞÜNDÜĞÜMÜ ve fikrini sordum. Çünkü eski eşim de sıklıkla Antalya’ya gitmektedir ve tüm akrabaları orada yaşamaktadır. Fakat eski eşim haziran ayı başında bana da haber vermeden velayetin değiştirilmesi davası açtı. Gerekçe olarak il değiştirdiğim, işsiz olduğum, sağlık sigortamın olmadığı ve artık 6 yaşına girmek üzere olan oğlumuzun yaşı itibariyle anne ilgisine muhtaç olduğunu ileri sürdü. Ve hemen 1 günde tedbiren çocuğun velayetini aldı. İtirazım üzerine 14 Temmuzda bir mürafaa duruşması gerçekleştirildi. Bu duruşmada il değiştirmediğim, işimi kendi isteğimle kapattığım, asgari ücretin çok üzerinde yatırım geliri elde ettiğim ve fazlaca birikimimin olduğu, isteğe bağlı sigorta yaptırdığım üzerine yaptığım savunma hakim tarafından dikkate alınmadı. Fazla da savunma hakkı verilmedi açıkçası. Hakim sanki yeni boşanıyormuşuz gibi hareket etti, tek gerekçe olarak çocuğun anneye ihtiyacı olduğunu ileri sürdü. O halde 3,5 yaşındayken annesinin neden bunu dikkate almadığı şeklindeki itirazım da yanıtız kaldı. Bunun üzerine karara itiraz için yine 14 temmuzda istinaf mahkemesine başvurdum ancak halen yanıt gelmiş değil. Ana duruşmaya da bugün itibariyle 10 gün kaldı. TMK 183’te sayılan hallerin hiçbiri geçerli değildir ve davacı annenin sadece beyanlarına bakılarak, herhangi bir ispat istenmeden bu yola gidilmiştir. Yaptığım araştırmalara göre hakim, kendi dünya görüşü olarak tüm davalarda ne şart olursa olsun çocuğun annede kalmasını düşünen bir yapıdadır. Bu yüzden de saydığım hiçbir savunma ile ilgilenmemektedir. Davanın devamı konusunda ciddi endişelerim var. Bu durumda yapmam gereken nedir, haklarım nedir? Esaslı ve sürekli şartlar oluşmadığı halde, hakim yine de velayeti değiştirebilir mi? Zamanım kalmadığı için acilen yanıtlarsanız minnettar olurum. Teşekkür ederim. Saygılarımla…